Ve yıllar sonra defalarca gittiğim o tribünlerden, o sezon kombine almıştım. Bir sezon önce Bursaspor'a kaptırılan bir şampiyonluğa rağmen inancı ve isteği bir türlü bitmeyen bir sezona şahitlik edeceğimi tabi ki de bilemezdim. Hadi gelin bu macerayı biraz erteleyelim ve o yine son dakika kaçan şampiyonluğa gelelim:
2009-2010 sezonu gitmeyi arzuladığım ve gidemediğim bir maça rağmen çok daha fazlasını vermişti Allah'ım bana. Kadıköy'de ki Galatasaray maçı o sezon kombinem olmadığı için boşa geçmişti. Ama öyle bir şey oldu ki Ali Sami Yen' de ki son derbiye canlı tanıklık yapmak kadar güzeli yoktu sanırım. Hele bir de galibiyet aldıysanız kaymaklı baklava tadında... O sezon şampiyonluk ucu ucuna gelecek derken son maç Trabzonspor ile içerde geçecekti. Maça gidemiyordum ama bir kafe'ye geçip sakin sakin maçı izleyip şampiyonluk turuna Kadıköy'e doğru yol alacaktık babamla. Kafe nedense Fenerbahçeli haricinde Galatasaraylı ve Beşiktaşlılarla doluydu. Beşiktaş Bursaspor ile oynuyor onu bir nebze anlayabilirdim belki ama Galatasaray? Maça giden arkadaşımı arayıp atmosfer ile ilgili bilgi almayı da ihmal etmemiştim. Ama olmamıştı. Fenerbahçe belki de sezon boyu çekmediği şutu çekmiş topun canı da bir türlü istemeyince girmemişti ağlara. Ama değişik şeylerde yok değildi. Televizyonda gördüğüm kadarıyla bütün stad aşşağı doğru hareketlenince, şampiyonluk kutlamalarını da görünce birden yerimden fırladım. Beşiktaşlılar küfür ediyor Galatasaraylılar Bursa'ya giydiriyordu. İşin açıkçası ben kutlama aralığı bulamadan onlar çoktan üzülmüştü bile. Ama televizyonda ekranın sağ alt köşesinde Ertuğrul Sağlam'ın sevindiğini görünce aslında işlerin hiçte öyle olmadığını gördüm. Sessizce kafeden ayrılırken Galatasaraylı ve Beşiktaşlı taraftarların kutlama yaparak çıktığını gördüm. Ve o gün anladım ki "İyi ki Fenerbahçeliyim..."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder