3 Temmuz 2013 Çarşamba

3 Temmuz 2011

Gözden uzak olan gönülden de uzak olur derler. O gün, binlerce kilometre uzakta olan ben, haliyle anı anına almadım haberleri hatta bir kaç gün sonra haberim oldu. İlk duyduğumda inanmadım. Şakadır dedim sürekli. Ama değildi. Aziz Yıldırım o sabah polisler tarafından götürülmüş ve Fenerbahçe'min şampiyonluğu, şikeli damgasını yemişti. Yaklaşık 2 ay boyunca internetten takip etmeye çalıştım süreci. Yapılan haberler hiçte iç açıcı değildi. En son Şampiyonlar Ligi için Uefa'dan stad kontrolü için yetkililerin geldiğini okumuştum. Ancak ertesi gün okuduğum haber beni adeta yıkmıştı. "Fenerbahçe Şampiyonlar Ligine alınmadı"... Aslında alınmadı değil gönderilmedi olmalıydı belkide haberde. Lugano, Niang, A.Santos gibi kemik oyuncularında gittiğini duyunca iyiden iyiye ümitlerim yıkılmıştı. Ligin statüsü değişmiş, Fenerbahçe transferleri bir alt lige hazırlanır gibi yapılıyordu.



 Aklınızın, kalbinize olan hükmünü bir türlü veremediği karmaşalar içindeyseniz, hele birde uzaklardaysanız hiç geçmek bilmez o zaman. Bir an önce Türkiye'ye gidip belkide çok sakin bir günde Şükrü Saraçoğlu'nu ziyaret etmek en güzelidir. Stadın dışında bile o çim kokusunu duymak, gözlerinizi kapatıp gol anonsunun defalarca "De Souza..... Alexxxxxxxx" diye düşlemek. İşte böyle bir sevdanın adı; Fenerbahçe... Nasıl olur da bu söylentiler bizi yıkabilir. 17 Maç 16 galibiyet 1 beraberlik.  Ve savcının sürekli değişen iddianamesi. Volkan'ın söylediği en güzel söz bence "Biz Bize Yeteriz" ... Ve Her Sabah Özgürlüğe Doğar Fenerbahçe...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder