Sezon açılışı için yazamadığım yazımı ligin bizim için ilk olan derbisinde yazma fırsatı bulabildim. Biliyorum geçen sene askerlik bahanesiyle takip edemiyordum, bu senede yoğunluktan. Ama önümüzdeki haftadan itibaren bütün branşlar olmasada bir çok branşımızla ilgili yazıları paylaşacağım sizlerle... Şimdi o büyük heyecana dönelim...
İstanbul ne kadar önemli ve güzelse içinde yaşanılan anılarda güzeldir. Şehrin iki farklı yakası iki farklı takımı, biri olmazsa diğeri eksik. 17 Ocak 1909'da Papazınçayırı'nda Galatasaray'ın 2-0'lık galibiyetiyle başlayan muhteşem serüven, günümüze kadar heyecanını ve rekabetini sürdürebilmiştir. "Büyüklük nedir?" diye sorduklarında 105 yıldır birbiriyle karşılaşıp hala yenişemeyenlerin mücadelesidir demek hiçte yanlış olmaz sanırım. Bu maçların önemli ve güzel olan tarafı galibyette şampiyonluk çoşkusu mağlubiyette ise rakibini tebrik etmek olsa gerek. İşte bu güzelliklerin yaşanmasını istediğimiz bir derbi daha.
Sezon başında Süper Kupa finalinde karşılaştığımız rakibimizi, o gün penaltılarla yenip kupanın sahibi olmuştuk. İki takımda sezon başında vasat bir görüntü çizmiş, lig şampiyonluğunda umutsuzluk tohumları ekmişti. Ancak ligin ilerleyen haftalarında yavaş yavaş tempo arttıran iki takım, milli maçlar arasında derbiye daha sıkı şekilde hazırlandığıda kaçınılmaz bir gerçek.Yani Süper kupa bizim için iyi bir referans olmayabilir. İşte bu yüzden bu maçın heyecanı ve tansiyonu çok daha farklı olacak.
Sakatlıklardı, eksikliklerdi derken teknik ekibi zorlayan 11 seçimleri bile bu heyecanı eksiltemez. Sarının laciverti ve kırmızısı mahalle maçı yapsa bile o heyecan ve mücadele her zaman var olur. İşte bu yüzden biz şehrin lacivert yakasındakiler olarak Fenerbahçemize sonsuz başarılar diliyoruz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder