Öncelikle şunu belirtmeliyim ki yaşadığımız her bir şey bizi daha da güçlü yapıyor. Daha 2 hafta önce silahlı saldırıya uğrayan futbol takımımız, bu olayın stresini atlatmadan bir kupa maçına çıktı. Sonuç mu? Farklı galibiyet! Yine bu olayın failleri yakalanmadan bir lig maçı! Sonuç mu? Liderlik... 3 Temmuz'dan bu yana paramparça olan sadece Fenerbahçe düşmanları oldu. Trabzonspor'un Galatasaray'ı yenmesinden sonra, "dostluk bozuldu, iki kardeş artık düşman oldu, Trabzon Galatasaray'ı arkasından vurdu" gibi futbolla uzaktan yakından ilgisi olmayan yorumlar yapılmaya başlandı. Nereden kardeş takım olma durumunuz var acaba? Ama doğru, şike sürecinde "bu ateş üfleyerek sönmez"di dimi? Bir de şu Selçuk, Burak, Umut transferleri! Ve şimdi bakıyorum da biz şampiyon olsak da olmasak da yerin bin kat dibine de girsek siz çoktan paramparça olmuşsunuz. Ve bir kez daha Allah'a şükür sebebi oluyor Fenerbahçem; ya yarım akıllı Trabzonsporlu olsaydım! ya da fransız hayranı Galatasaraylı! Çubuklu formama bakıp gülümseyerek uyanmanın tadını şimdi bir kez daha anlıyorum!
Gelelim dün geceye. Artık ipleri eline alma zamanı gelen Fenerbahçem, çok güzel bir galibiyete imza attı. Webo'nun 84. dakikada attığı gole kadar maç bir o kalede bir bu kalede geçse de şampiyonluk alametleri Şükrü Saraçoğlu'nda görülmeye başlandı. Stad dolmaya ve takım orta saha da taraftarlarla şampiyonluk tezahuratı yapınca geriye bir tek şey kalıyor. Şampiyonluk!!!
Ve Fenerbahçe Ülker !! Aslında basketbol takımımızla alakalı 2. maçdan sonra bir yazı paylaşmayı düşünmüştüm ancak kendime "hayır Kayhan dur, Final- Four için bekle" diye totem yaptım ve totem işe yarayınca da bu iki önemli karşılaşmayı birleştirme yoluna gittim. Obradoviç yönetiminde şampiyonluk yaşamayan takım kalmadı sanırım Avrupa'da. Bizden başka! Ee zamanı da geldi açıkcası! Tarihi boyunca her oyuncusundan katkı gören takıma ulaştık diyebilirim. Goudelock, Vesely, Semih, Emir, Oğuz, Bogdanovic, Zisis, Bjelica! "Bir de Hickman olsa" dediğinizi duyar gibiyim. Ancak bu tablonun baş mimarı elbette Obradoviç! Euroleuge macerasında hedef artık Final-Four değil. Şampiyonluk!