Bitmeyen bir sevda gibiydi. Sanki hiç gitmeyecek sanıyordum. Futbolu bizde bırakır, antrenörlük yapar ve Fenerbahçe'nin önce teknik direktörü sonra da başkanı olur diye düşündüm hep. Sonra bir gün onun için hayallerini kurduğum başkanlık mevkiin deki adam, Fenerbahçe kimliği adı altında Alex ile yolların ayrılması gerektiğini söylüyordu. "Alex gidiyor" haberleri o sıra yalanlanmasını istediğim tek şeydi. Ancak kulüpte Alex'e teşekkür mektubu yazınca aslında tüm kurduğum hayaller bir bir yalan oluyordu.
Veda edilmesin dedim içimden. Tekrar döner belki. O koşmadığı maçlarda attığı kritik goller var ya onlar geldi aklıma. Frikikleri, uzaktan şutları, kornerleri, penaltıları,asistleri... İnönü'de attığı gol sonrası tribünlere "Kanaryaaa" diye haykırışı... Fenerbahçe'nin 3000. golü. Arena'da ilk maç da Galatasaray'a attığı kafa golü. Ve daha niceleri... Saymakla bitmeyen, tükenmeyen sevginin,aşkın sembolü.